Skip to content

CAN TEMİZ İLE RÖPORTAJ

Siz bir söz yazarısınız ve önemli projelerde rol aldınız. Bunların çıkış süreci nasıl oldu? Ayrıca üç tane yeni single çıkardınız. Şimdiki planınız nedir?
Bu aralar ortalık karışık, yaptıklarımızın karşılığını maddi manevi olarak aldığımız tek yer sahne fakat şu an bu imkânsız. Şubatta ilk şarkım ‘’Hayvan Yaralı’’yı yayınladım. Araya pandemi girse de durmak istemedim. İki yıldır üzerinde çalıştığım bir proje olduğundan yayınlamaya
devam ettim. İnsanların dinlemeye vakti olmadığından, albüm çıkarıp birkaç şarkımın arada kaynaması yerine teker teker çıkarıyorum. Böylece her şarkının kendine ait bir dünyası oluşmuş oluyor, bu durum hoşuma gitmeye başladı. Sırf bunu yayınladık diye umarım çok duyulur kaygısı taşımış olmuyorum.

Exnun’un yaratılmasına nasıl karar verdiniz, nasıl bir süreçti, single veya albüm yaparak ilerlemeyi planlıyor musunuz?
Model çok büyük bir projeydi ve bir süre sonra büyük yerlere geldiğinden bir noktada insanın bütün hayatını kaplamaya başlamıştı. Bu 7-8 yıllık süreçte içimde çok fazla yapmak isteyip de yapamadıklarım birikmişti. Tabi ki o yapmak istediğim bazı şeyler de süreç içinde değişti ve benim dünyam zenginleşti. Her yaptığım şeyde başka bir tat keşfediyorum bu keşfim de beni başka bir şey yapmam konusunda ilham kaynağım oluyor. Bunlardan dolayı metalin bütün ekstrem uçlarından sevdiğim şeyleri birleştirebileceğim bir grup kurmak istedim. Tam ortaya nasıl bir şey çıkacağını bilmiyordum bu yüzden ilk üretim sürecini kendim üstlendim. Aklımdakini tam ortaya çıkarmak için albümün tamamını kendim yazdım. Grubu da bunun etrafında şekillendirmek istedim. Exnun da böyle çıktı. Erhan bir noktada katıldı, davulları ele geçirdi ve albümü son haline getirdi. Sonradan Ozan Çam aramıza gitarist olarak katıldı. Radical Noise’dan Ersin ile şimdi yeni bir EP üzerinde çalışıyoruz. Farklı bir albüm oluyor, tarzı biraz farklı bir yöne gidiyor.

Eskiden metal Pentagram gibi kaliteli gruplarla anılıyordu. Şu an ülkemizde bu tarz gruplar var mı, ne durumdayız?
Olmaz mı? Bence yaratıcılık anlamında süper bir durumdayız. Bana sorarsan sebebi artık bu jenerasyonun bütün otuz kırk yıllık metal arşivine ulaşmasının bu kadar kolay olmasıyla eskiyle yeninin harmanlanması ve üretimin teknik olarak biraz daha kolaylaşması sonucu şuan çok güzel gruplar var dünyada ve Türkiye’de. Özellikle de death metal dünyasında Hellsodomy çok hayran olduğum bir grup. Hyperdontia, Burial
Invocation ve Diabolizer gibi death metal grupları zaten artık Amerikalı global death metal labellarıyla anlaşma yapan, yurt dışında çok fazla çalan ve çok fazla hayranı olan Türk grupları.

Bir albüm vardı Levlâ’nın Hikayesi hepimiz dinledik, çok kıymetliydi. Bu yıl içinde karakterin karakter bozuklukları konuşuldu, kitaplaştı ve hatta bir ödül de aldı. Nasıl oldu da bu noktalara kadar gelebildi?
Konsept albümler beni her zaman çok etkiliyor. Hikaye anlatış tarzlarını çok seviyorum ve müzikle beraber hikayeyi doğrudan değil duygular aracılığıyla veriyorlar. Albümdeki Yasın 5 Evresi beni en çok heyecanlandıran kısım oldu. İnsanların bu süreci benzer şekilde atlatmasının üzerine kurmak istemiştim ama devamında hikaye çok başka bir yere gitti. O zamanlar popüler bir konsept değildi, ilgili olanların dikkatini çekmişti. Fatih Pulat da onlardan birisiydi. Fatih Pulat yas sürecinden etkilenmiş ve ciddi bir incelemeye alarak bunu ilk bilimsel bir makale haline sonradan da kitap haline getirdi.

O Tarz Mı ekibinin içerisinde Can Bonomo gibi isimlerle yer almak ve bu projenin izleyici kitlesi sizi nasıl etkiledi?
Bonomo, İsmail ve benim aramızda olan bir muhabbetti. Konsept fikri zaten Bonomo’da önceden de varmış ama muhabbetin bizimle bu şekilde ilerlediğini görünce konsepti bizimle yapmaya karar vermiş. Hepimiz radyo programlarına aşinaydık ve biz de radyo programı olarak başladık. Bu süreç bizim için halı sahadan farksızdı pazartesi akşamları yaptığımız ve çok eğlendiğimiz bir konseptti. Eğlendiğimiz için de yapmaya devam ettik. İlk sezon sonunda ayrılmak zorunda kaldım ama oyuncuları değişse de temelde ruhu ve karakteri sabit olan bir işti. Ben tekrar 4. sezonda katıldığımdaysa çok canavar bir kitleyle karşılaştım. Bu kitlenin benim için yeri de çok farklı olmaya başladı çünkü diğer yaptığımız işlerden de farklı olarak beni birebir kendi olduğum halimle tanıyan bir kitleydi ve o bağı da hissediyordum. Diğer alanlardaki tutumumu da çok etkileyen bir işti. Nasıl rahat, nasıl samimi hissediyorsam öyle yapayım tutumunu verdi.

Neden Amerika’yı tercih ettin? Hayatındaki değişiklikler Amerika sayesinde miydi yoksa Can Temiz başka bir yerde olsaydı da olur muydu?
Amerika’ya hiç gitmeseydim veya başka bir ülkeye gitseydim tabii ki daha farklı olurdu. Los Angeles’ta yaşamak istemenin en önemli sebebi hardcore punk gibi kültürlerin çıkış noktası olması. Burada yaşamak uzun zamandır aklımdan olan bir fikirdi. Model’in biteceği anlaşıldığında bunu tecrübe etmeye karar verdim. Los Angeles popüler sanatın merkezi bu yüzden hayatımda çok etkili oldu. İnsanın kendi kendine neler yapabileceğini, nasıl özgür olacağını gördüm. İdollerimin çaldığı mekanlarda çalabilme fırsatım oldu. Bunlar geniş perspektiften görmeme sebep oldu. Bu da benim duruşumu oldukça değiştirdi.


Ankara ile alakalı bir anınız var mı?
Ankara’da birçok anım oldu ama bahsedebileceğim bir anım yok. Ankara’yı çok seviyorum. Çok güzel insanlarla tanıştım. Sevilmeyen şehir muamelesi görmesini çok anlamıyorum çünkü bana göre Ankara’da kendi ortamını bulman gerekiyor. Sert ve hardcore bir şehir gibi geliyor bana. Yine de birkaç günden fazla yaşayamazdım sanırım.

53.Sayı