Skip to content

Bir planlama şaheseri: Formula 1 lojistiği

Şüphesiz ki Formula 1, dünyada ve özellikle de ülkemizde çok sevilen bir spor dalıdır. Motor sporları dünyasının da en saygın basamağı olarak görülmekle birlikte yüksek seviyede farkındalık ve dayanıklılık gerektirmektedir. Aynı zamanda arkasında karmaşık bir mühendislik ve yüksek meblağlalarda yatırım bulundurmaktadır: yüzlerce parça, ekipman ve personel. Peki, bu kadar karmaşık bir yapıya sahip Formula 1 takımları karmaşık ekipmanlarını, personellerini ve en önem- lisi de araçlarını dünyanın bir ucundan diğer ucuna çok kısa sürelerde -her yarış arasında bir veya iki hafta olduğunu düşünürsek- nasıl taşıyabiliyorlar?

Formula 1, milyonlarca doların döndüğü bir sektör. Yalnızca Mercedes AMG-Petronas Formula 1 takımının bir aracının tahminen 12.2 milyon dolar olduğunu düşünürsek; bu takımların lojistiklerinin işleyişine oldukça titizlikle yaklaştıklarını düşünmek hata olmaz. Parçaların bir sonraki piste taşınması, mevcut yarış henüz başlamadan gerçekleşir.

Yedek motorlar ve değiştirilmesi zaman yetersizliği sebebiyle belli bir süreden sonra mümkün olmayan parçalar, yarış başlamadan önceki gün bir kargo uçağına yüklenir ve bir sonraki piste yollanır. Yarışın ardından ise takım- ların pist etrafına kurduğu portatif ofisler ve prefabrik “yarış merkezleri” sökülür. Eğer birbirini takip eden iki yarış ar- asında bir haftadan fazla süre varsa bazı parçalar takımarın fabrikalarına yollanır, bu parçaların bakımları yapılır ve fabrikalardan bir sonraki piste kargo uçakları ile yollanır. Eğer iki yarış pisti arasındaki mesafe az ise (Mugello ve İmola gibi) takımlar taşıma işlemleri için tırları tercih eder. Öyle ki yarıştan hemen sonraki sekiz saat içerisinde takımlar bütün malzemeleri ile beraber pisti terk etmiş olurlar! Yarışların büyük bir kısmı Avrupa’da olsa bile okyanus aşırı ülkelerde bulunan yarışlar, aslında DHL gibi lojistik şirketler- ine ve Formula 1 takımlarının çokça başını ağrıtır. Mesafeler uzun, zaman ise azdır. Bundan dolayı bazı kargolar, deniz aşırı yarışlardan haftalar önce bu pistlere ulaşmış ve depolanmışlardır bile. Takımlar; gemileri, daha ucuz oldukları için tercih ederler. Mesela Mart ayındaki Avustralya yarışı sonrası, bazı kargolar Eylül ayında olacak Singapur yarışı için çoktan Singapur’a yola çıkmıştır bile. Aynı zamanda çoğu kargonun gümrük kontrolü, zaman kaybını azaltmak adı- na pistte yapılır! FIA (Uluslararası Otomobil Federasyonu), malzemelerin taşınmasında adaleti esas tutar. Dolayısıyla hangi takımın kargosunun önce geldiği fark etmeksizin, o yarışa katılacağını beyan eden takımların bütün kargoları piste ulaşmadığı sürece takımlar piste yerleşmeye başlayamazlar.

Formula 1 heyecanını ülkemizin de yakın bir dönemde tatmasıyla ve pekâlâ “özlemin son bulmasıyla”, bu spora ilgi de azımsanamayacak ölçüde artmıştır. Pist organizatörleri, Formula 1 lojistiğinin gerektirdiği sıkı ajandaya uymak için ciddi bir planlama yetisine sahip olmalıdır. Türkiye kendisini kanıtlamış ve gelecek yarışlar için umut vadeden bir durak haline gelmiştir.

Efe Ali Akkaya , 53. sayı