Skip to content

Cihan Gülbudak ile Röportaj

 

Cihan Gülbudak, 1985 doğumlu theremin sanatçısıdır. Ordu, Fatsa’da ailesiyle beraber kendi evi ve yazdığı kitapların baştan aşağı basımı dahil çeşitli üretimler yaparken thereminle enfes müzikler icra etmeye devam ediyor. Gelelim türünün nadir örneklerinden “theremin büyücüsü” Cihan Gülbudak’ın sorularımıza verdiği kıymetli cevaplarına… 

Kendinizi bize tanıtabilir misiniz? Kimdir Cihan Gülbudak?

Kendimi tanımlamam istendiği zaman uydurabileceğim çok fazla şeyle uğraştım hayatım boyunca. Yazar, mücellit, thereminist, kompozitör, distiller vs. vs. diye gider bu… Bu soru geldiğinde az evvel saydıklarımdan herhangi birini söylerdim fakat bu beni hiç tatmin etmezdi çünkü beni anlatmazdı. Sonra sonra kendime hakikat avcısı dedim. Çünkü edindiğim her beceri, uğraştığım her çetrefilli işin ardında hep arayış vardı. Bu hayatı tutkuyla, muazzam bir odaklanmayla ve fanatik bir sevgiyle yaşamamın da sebebi bu galiba; evet bir hakikat avcısıyım ben.

 

Theremin’le yollarınız ilk ne zaman ve nasıl kesişti? 

Küçük yaşlardan itibaren müziğe karşı büyük ilgi duymama rağmen cilt alerjim yüzünden hiçbir enstrümanda etüt yapıp uzmanlaşacak kadar vakit harcayamadım. Hangi enstrümana merak salıp, çalmaya kalksam metal aksamları ya da cilalarındaki kimyasallar yüzünden kontakt dermatit denilen alerjim, cildim üzerinde siğiller, su kesecikleri çıkmasını tetikliyordu ve doğru düzgün bir parça çalmayı beceremeden çalmayı denediğim müzik aletini bırakmak zorunda kalıyordum. Bundan 5 yıl önce, tam da müziği bırakma arefesinde bir videoda gördüm theremini ve başlamadan biten müzik hayatımın kurtarıcısı görüp hemen edindim bir adet. Aynı dönem Makina bölümü okurken theremine başlamamla birlikte konservatuara geçtim.



Theremin sesini ilk duyduğunuzda ne hissettiniz? Adi metallere olan alerjinizden dolayı dokunmadan icra edilen etkileyici bir müzik sizi heyecanlandırmış olmalı.

Theremin sesi ilk tecrübede herkesi vurduğu gibi beni de çarptı. Sesin insan ruhunda uyandırdıkları bir yana benim için bir müzikal kariyer kurtarıcısı olma ihtimali de heyecan vericiydi. Ama bunlar dışında theremin sesini ilk duyduğum an bu enstrümanın çok yüksek bir potansiyele sahip olduğunu öngörebilmek de benim için hayli tesirli oldu. Çünkü hem sınırsız ses aralığına ve bölünmüşlüğüne sahip hem de tuşe tansiyonu aşırı zengin bir çalgı olduğu için aklımda büyük fırtınalar kopardı. Çözünürlüğü çok yüksek bir enstrüman. 



Theremin çaldığınızda genelde insanlardan hatta çocuklardan, küçük kızınız Şimal’den nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Theremin ayna gibi davranan bir enstrüman. Dinleyiciye kendi diplerindeki hisleri gösteriyor. Bu yüzden de büyük insan kitleleri tarafından sevilmiyor hatta çoğunlukla ürpertici bulunuyor. Ama bunlar dışında çılgın gibi bağlanan ve seven ufak bir kitle de var. Sanırım daha kendiyle barışık tipler bunlar. Çocuklar yetişkinlerden daha çok seviyor. Çünkü halının altına unutmak maksadıyla bir şeyler süpürmek zorunda değiller. Theremin aynayı onlara çevirdiğinde gördükleri yine bildikleri kendileri. Şimal de seviyor theremin. Umuyoruz gelecekte kendisiyle yüzleşirken o da iç dünyasıyla barışık olur ve theremin sevmeye devam eder.



Müziğiniz çok ilham verici ve “siz”den esintiler duyabildiğimizi hissediyorum. Thereminin diğer enstrümanlarından farklı olarak ifade özgürlüğüne daha fazla imkan tanıdığını düşünüyor musunuz?

Thereminle alfabemdeki harf sayısı arttı, kelimelerim çoğaldı, cümlelerim sayfaları aştı… Meczup mahlasıyla yaptığım müziği işitenlerin ilk tepkisi genelde pek olumlu olmuyor. Elbette halk beni anlamadı triplerine girmiyorum bu yüzden çünkü bu yolu son derece kasıtlı olarak tercih ettiğimi biliyorum. Theremin magazin yönü çok olan bir enstrüman ve kalabalıklar genelde onu bu yönüyle tanımak, duymak istiyor. Dokunmadan çalınan, dünyanın elektrikle çalışan ilk enstrümanı bla bla… On yıldan fazla bir zamandır bir tekerleme gibi dönüyor bu laflar ağzımda. Oysa kalabalıkların dikkatini celb eden özelliklerinden ötesi var bu çalgıda. Genelde anlamlandıramadıkları ve bir gariplik olarak yorumladıkları bu şey benim theremin gördüğüm ilk andan itibaren aklımı oynatmama sebep olan bir özellik. Buna başka boyutlara uzanan bir portal açma kabiliyeti yükleyebilir ya da icracının bütün genetik kodlarını, beyin kıvrımlarını ortaya döken gizli servislere mahsus bir cihaz muamelesi de yapabiliriz bence. Theremin basit bir müzik aletinin ötesinde bir devrimdir bu yüzden. On üç yıl önce ilk thereminimi alırken en büyük motivasyonlarımdan biri de bir eğitimi olmayan bu enstrüman hakkında kimsenin bana ahkam kesemeyecek oluşuydu. Kimse çıkıp o parmak öyle olmaz ya da kolun şöyle duracak gibi kurallar koyamayacaktı. Ne de olsa dokunmayacaktım bile. Yalnızca orada öylece duran boşluğun kalbine ulaşmayı öğrenmeliydi ellerim, o kadar. İşe bu kadar otoritesiz ve yol göstericisiz başlamak ilk uyanışım oldu. Sakat deneyimleriyle belki de yüzlerce yıldır birbirini zehirleyip tek tipleşen müzik insanlarından ilk ve en keskin sıyrılışımı theremine borçluyum.



Theremin çalmayı öğrenmek isteyen biri nasıl bir yol izleyebilir, siz kendi üniversite eğitiminizi mi kullandınız yoksa theremin çalmayı öğrenmek için görüştüğünüz biri oldu mu? 

Theremin edinmeyi aklına koyan biri kesinlikle içindeki sesi dinlesin. Eğer büyük bir tutka hissediyorsa mutlaka peşinden gitsin derim. Çok zor bir enstrüman ama biraz müzik kulağı, biraz sabır ve bir miktar da keskin hislere sahip herkes theremin çalabilir. Birinden eğitim almayı tavsiye etmiyorum. Theremin için bir hoca bulmak zaten mümkün değil… Herhangi bir şey öğrenmeye çabalarken de hocasız, otoritesiz öğrenmeyi deneyin. Böylece birinin tekniğini taklit etmekten öte kendi tekniğinizi geliştirebilirsiniz. 



Son olarak thereminle ilgilenen insanlara önermek istediğiniz, eklemek istediğiniz noktalar var mıdır? 

Hayat çok pahalı ve bir theremin satın almak eskiye göre daha zor. Eğer çok niyetli ve istekli iseniz arduino tabanlı ve açık kaynak kodlu thereminler edinerek bu enstrümanı edinebilirler.

Sayı 56, Sena Bozkurt